BAŞKANIN MESAJI

Sanayi Yatırımlarında Orta Anadolu’ya Öncelik Vermeliyiz

Ne yazık ki Marmara’da yaşanan depremler bizlere bir kez daha Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini hatırlattı.

Ülke nüfusunun yüzde 75’i, sanayi tesislerinin ise yüzde 65’i riskli bölgelerde yer alıyor. Bu gerçeği görerek, sanayi üretimimizi daha güvenli alanlara taşımak zorundayız. Allah korusun Marmara bölgesinde yaşanacak yıkıcı bir depremin altından kalkmamız çok zor olur. Daha öncede defaatle dile getirdiğimiz Orta Anadolu Üretim Havzası, bugün çok daha hayati bir önem kazandı. Sadece Marmara'ya bağımlı bir sanayi yapısı, tüm ülkemizin ekonomik güvenliği açısından ciddi riskler taşımaktadır. Bu yüzden artık, üretimi coğrafi olarak daha dengeli dağıtmamız bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu kapsamda Kayseri başta olmak üzere, Ankara, Kırıkkale, Konya, Aksaray, Niğde, Mersin ve Hatay gibi illerimiz, sanayi üretiminde daha büyük bir rol üstlenmeye hazırdır.  Sanayi yatırımlarında Orta Anadolu’ya öncelik vermek, sadece ekonomik kalkınma açısından değil, ulusal güvenliğimiz açısından da stratejik bir adımdır.

Marmara bölgesindeki sanayi işletmelerinin güvenli alanlara taşınması için yer değişimi hibe destekleri, vergi indirimleri ve ilk 2 yıl enerji maliyeti desteği verilmesi büyük önem arz ediyor.

Finansmana Erişimi Kolaylaştırılmalı Maliyetleri Düşürülmeli

Türkiye ekonomisinin bir yandan enflasyonla mücadeleye devam ederken, diğer yandan büyüme hedeflerini sürdürme çabasında. Enflasyon oranları hâlâ yüksek seviyelerde seyretmekte, bu da hem üretim maliyetlerini artırmakta hem de iç piyasada daralmaya neden olmaktadır. Merkez Bankası'nın uyguladığı sıkı para politikaları çerçevesinde faiz oranlarında tekrardan yukarı yönlü adımlar görüyoruz. Bu durum, krediye erişimi zorlaştırmakta, yatırım iştahını sınırlamaktadır. Ekonomimizin daha güçlü ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesi için reel sektörün finansmana erişimi kolaylaştırılmalı ve finansman maliyetleri düşürülmeli. İhracatçıya düşük faizli, uzun vadeli özel kredi modeli geliştirilmeli, makine yenilemek isteyenlere faiz avantajı sunulmalı ve stok finansmanında da en az 6 ay ödemesiz bir dönem sağlamalı.

Enflasyonla mücadelenin uzun soluklu bir süreç olduğunu biliyoruz. Bu noktada ekonomi yönetiminin kararlı adımları güven verici. Bizlerde sanayiciler olarak bu süreçte verimliliklerimizi artırmalı, kaynaklarımızı etkin kullanmalı ve dijitalleşmeye daha fazla önem vermeliyiz.

Özgür Ve Kurallara Dayalı Bir Ticaret Düzeninden Yanayız

Diğer yandan ABD'nin yeni dönem ticaret politikaları dünya ekonomisinde belirsizlikleri artırmaya devam ediyor. Tüm bu gelişmeler, küresel ticaretin serbestliğini tehdit ederken, dünya genelinde ekonomik belirsizlikleri de artırmaktadır. Aynı zamanda yatırımları ve büyümeyi de yavaşlatmaktadır. Özellikle ihracata dayalı ekonomiler için bu tür korumacı politikalar, ticaret hacimlerinde daralma ve maliyet artışları gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Gümrük vergileri ve kotalarla duvarlar örülen bir dünya istemiyoruz. Biz iş dünyası olarak adil, özgür ve kurallara dayalı bir ticaret düzeninden yanayız.

Kayso Gündem
Facebook
Twitter
İnstagram
İstatistikler